9 Eylül 2009 Çarşamba

ilginç anket


ntvspor.net'te yayınlanan anketlerde oluşan karışıklık hoş bir görüntü ortaya çıkarmış. maç sonuçlarının sorulduğu ankette bazı maçların seçeneklerinde sadece beraberlik şıkkı var. yani başka çareniz yok! ama sayfanın altlarında yine aynı maçların bu seferde diğer iki şıklı soruları var. üçü bir arada yok. kararsızlara kolaylık olacağı kesin.

8 Eylül 2009 Salı

casillas'ın yeni hali



yakışır;)

akıllı ol hoca! dedi birileri

"12 yıldır milli takım formasını giyiyorum ve böyle bir durum görmedim. tüm futbolcular idmanlarda sıkılıyor. futbolcular ne zaman oynayacağını, nerde oynayacağını ya da nasıl bir sistemle mücadele edeceğini bilmiyor. milli takıma yakışmayan bir şekilde hiçbir oyun tarzımız yok. oyun kurucumuz yok ve en önemlisi bir kimliğimiz yok. bu takım bu şekilde gitmez."

takım adına sözcülük görevini üstlenmiş olan thierry henry'nin raymon domenech'in yüzüne salladığı eleştiriyi okudunuz. merak ediyorum damarına bastığı bu adamın geçmişteki resmini görmüş mü? sanki görse bu kadar 'dürüst' olamazdı gibi. mangal yürekli henry!

7 Eylül 2009 Pazartesi

'dağ adam' milli takımı bıraktı

çek efsanesi jan koller, 2-2 biten slovenya maçı sonrası(05.09.09) milli takımı bıraktığını açıklamış. lakabı 'dağ adam' olsada, volkan'ın darbesi sonucu kendisini yerde bulmaktan alamamış olan koller, milli kariyerine 55 gol sığdırmayı başarmış. kariyerinde tek dünya kupası maçı gördü çek oyuncu. 2006'daki abd maçında sakatlanarak oyundan çıkması ve çek'lerin turnuvadan erken elenmesiyle birlikte bu maç onun ilk ve son dünya kupası maçı olarak kayıtlara geçmiş oldu. o fizikle onun kadar hareketli bir insan evladı yoktur heralde. savunma oyuncuları arasında dağ gibi duran(hatırlayın servet bile ne hallere düşmüştü), sert kafa vuruşlarıyla dikkat çeken bir isim. kafaya çıksan çıkılmaz, yanına yaklaşsan oda olmaz denecek türden bir futbolcu yani. futbolculuk yaşantısının zirvesine borrissia dortmund'ta ulaşan koller şuan rusya'nın krylya sovetov samara takımında futbolculuğunun son demlerini yaşıyor.

HAYDİ 12 DEV ADAM!!!

a milli erkek basketbol takımımız polonya'da düzenlenen avrupa basketbol şampiyonası ilk maçına bugün türkiye saati ile 22.15'te çıkacak. d gurubundayız ve ilk maçta güçlü litvanya ile. sağlam kadromuzla bu sene iyi işler çıkarabiliriz. ayrıca 2010'da ülkemizde düzenlenecek olan dünya basketbol şampiyonası önceside son ciddi sınavımız olacak bu şampiyona. bizim gurubumuzun maçlarını ntv'den, diğer gurup maçlarını ise ntv spor'dan izleme şansınız var. d gurubunda ev sahibi polonya, litvanya ve bulgaristanla mücadele edeceğiz. 'd'oğu avrupa gurubu olmuş resmen. 7 eylül pazartesi
19:15 polonya – bulgaristan (canlı) ntv
22:15 TÜRKİYE – litvanya (canlı) ntv

8 eylül salı
19:15 litvanya – polonya (canlı)
ntv
22:15 TÜRKİYE – bulgaristan (canlı)
ntv

9 eylül çarşamba
19:15 TÜRKİYE – polonya (canlı)
ntv
22:15 litvanya – bulgaristan (canlı)
ntv

katalunya'ya uğramamak


ispanya milli takımı dünya kupası eleme grubundaki bütün maçlarını farklı şehirlerde oynadı. murcia, albecete, madrid, la coruna ve 2 gün sonra oynayacağı merida şehri... üstteki fotoğraf geldi benimde aklıma. milli takımın uğramadığı yerlerdendir barcelona.asi insanların kenti katalunya'nın başkenti.

bosna'dan salvolar

bosna hersek - türkiye maçı öncesi bosna cephesinden çeşitli açıklamalar geldi. heyecanlılar ve oldukça iddialılar. gözdağı verenden tutunda, şans tanımayana, estonya maçıyla kıyaslayana kadar. çıkıpta yenileceğiz diyecek halleride yok tabi. 2. sıradalar ve 4 puan fark var aramızda, kalkıpta bizim bu tip coşkun hareketlere girmemiz saçma olurdu. topumuzu oynayıp bu işi bitirelim yeter. ilk defa bu kadar yaklaşmanın çoşkunluğu var içlerinde belli ki.

edin dzeko: "türkiye ile oynayacağımız maç belki de 2010 dünya kupası elemelerindeki en zorlu ve heyecanlı karşılaşma olacak. bu, öyle bir maç ki, yüzyılda bir gelir. inanın biz şu an türk milli takımı’nın iki katı heyecanlıyız. çünkü, bu grupta ikinci olursak, tarihimizde ilk kez dünya kupası’na katılacağız. türk milli takımı’nda emre, tuncay ve arda gibi üst düzey futbolcular; bunu biliyoruz. fakat biz de bu kadar yaklaştığımız dünya kupası’na katılma şansını bırakmamaya kararlıyız."zlatan muslimovic: "gönlümüz kardeş ülke türkiye ile birlikte gruptan çıkmayı arzu ediyordu, fakat olmadı. kader bizi karşı karşıya getirdi.
dünya kupası finallerine kalarak bosna hersek tarihinde bir ilki gerçekleştirmek istiyoruz. biz buna sadece takım olarak değil ülke olarak inandık. saha ve seyirci avantajı bizde. edin dzeko’nun da dediği gibi, bu bizim için yüzyılın maçı olacak. ancak fatih terim’den korktuğumu itiraf etmeliyim. terim gibi usta bir teknik direktör böylesine önemli bir maç için mutlaka özel bir taktik geliştirmiştir. "
admir vladavic:" türkiye şansını belçika maçında kaybetti. o maçı kazansaydı, şimdi her şey farklı olabilirdi. finallere katılma şansı ayağımıza kadar geldi. bu fırsatı kaçırmayacağız. türkiye’yi mutlaka yeneceğiz. skor tahmininde de bulunabilirim; 2-0 kazanırız. estonya’nın bile iki gol attığı bir türk milli takımı’na bizim gol atmamamız mümkün değil."






estonya attıda biz boş mu durduk ey bosnalı kardeşim.

6 Eylül 2009 Pazar

tanrının gazabı!!!


maradona'lı arjantin dün akşamda kaderin önüne geçemedi. dünya kupası eleme gurubu maçında kendi sahasında ezeli rakibi ve aynı zamanda gurup lideri brezilya'ya 3-1 mağlup oldular. eğer 2 puan gerisindeki ekvador galip gelseydi arjantin'in işi iyice zora girecekti. brezilya'ya karşı en son galibiyetini 8 haziran 2005 te alan arjantin, bu tarihten sonraki son 5 maçta bir beraberlik koparabildi sambacılardan. atak futbol oynayacağız desede diego armando, brezilya'nın ataklarından istedikleri kadar fırsat bulamadılar. julio sezar'ın başarılı kurtarışlarıda arjantin'in galibiyet ateşini bir çırpıda söndürmeye yetti. sambacılarla oynanan son 5 maçta 2 gol atıp karşılığında 13 gol yemeleride ayrı bir olay.

guruptada tehlikeli sularda yüzen mavi beyazlılar, 15 maçta aldığı 6 galibiyet ve topladığı 22 puanla 20 puanlı 2 rakibi kolombiya ve ekvador'un önünde 4. sırada yer alıyor. ilk 4 takımın doğrudan gideceği dünya kupası'nda 5. takım kuzey amerika'dan gelecek takımla eleme maçı oynayacak. iyi başladığı eleme gurubunda inişli çıkışlı bir grafik çizmeleri ve guruptaki durumları kalan 3 maçıda hayati bir konuma getiriyor.


1 nisandaki 6-1'lik bolivya faciası uzun süre akıllarda kalacak gibi gözüksede arjantin halkının beklentileri her zamanki gibi büyük. 4 gün sonra oynanacak paraguay maçı gurubun kaderini belirleyebilir. bekleyip göreceğiz

2010 aşkına!

her konuda, her dalda, her daim, şartlar nasıl olursa olsun yeniden doğmasını iyi biliriz...

5 Eylül 2009 Cumartesi

transfer karması #1


transfer sezonu sonunda bitti. dedikodulardan bıkmıştım ne yalan söyleyeyim; sercan, nonda, lugano, ufuk, sezer haberleri yaz boyunca gazeteleri süsledi durdu. oldukça fazla oyuncu takım değiştirdi bu sene. istanbul takımları coştu ama anadoluda boş durmadı. vassell, boukhari, batalla, ali güneş gibi tecrübeli ve yetenekli oyuncular anadoluya giriş yaptı. hazır bu kadar oyuncu var meydanda bende 11 as, 7 yedekten 2 tane takım oluşturdum. hepsi bu yaz boyunca transfer edilen oyuncular. ilk kadromla donatıyorum sayfayı:


diziliş: 4-3-3
leo franco
serdar kurtuluş-----gökhan zan-----matteo ferrari-----ismail köybaşı
erman kılıç-----michael fink-----mustafa sarp
kader keita-----elano-----nihat kahveci


yedekler: serdar kulbilge, mehmet topuz, tabata, bilica, engin baytar, dos santos, vassell
t.d.:frank rijkaard




LEO FRANCO: aslında anlatacak pek bir şey yok; her şey ortada. yıllarca ispanya'da üst düzey futbol oynamış, arjantin milli takımı'nın formasını giymiş tecrübeli eldiven franco, şüphesizki tafarell'den sonra kaleye geçmiş en iyi kaleci. galatasaray'a gelmeseydi de yine ispanya'da rahatça oynayabilirdi. yani son demlerini yaşamak için gelmedi buraya. bu arada kale konusunda hep yabancı eldivenlere güvenen sarı kırmızılılarda son 4 yabancı kaleciden 3'ü güney amerikalı.

SERDAR KURTULUŞ: beşiktaş'ın neden elden çıkarttığını anlayamadığım bir oyuncu serdar. genç ismail köybaşı'yı almak için takasta genç oyuncunuzdan vazgeçiyorsunuz, üstelik iyi bir oyuncu. zaten bu sene anadolu takımları takasla istanbul'luları sömürdü tabiri caizse. serdar hücumda da etkili olabilen hafif savunma zaafı bulunan bence ortalamanın üstünde bir oyuncu. antep'te iş yapabilir.

GÖKHAN ZAN: gökhan 'cam' veya cam adam olarak nam salmış zan, sessiz sedasız bir operasyonla galatasaray'lı oldu. geçmişte çokça sakatlık geçirmiş bir oyuncu olsada bunun nedenini sakatlıkları tam olarak geçmeden sahaya çıkmasına bağlıyor. zaten şu zamana kadarda sağlam top oynuyor yalan yok. bedelsiz olmasıda ayrı bir artı. iyi bir transfer oldu cimboma.

MATTEO FERRARİ: iyi stoper. zaman zaman takımı ileri çıkartırken yaptığı pas hatalarıyla veya dengesiz topa kaymalarıyla sıkıntı yaşatsada beşiktaş'ın işine yarayabilir. tecrübeside cabası.

İSMAİL KÖYBAŞI: bu adamın sol ayağı harika. atağın yönünü soldan sağa çok iyi değiştiriyor, orta açarken kafayı kaldırıp istediği yere topu çok güzel atıyor. kısaca hücum konusunda harika ama işin savunma kısmı biraz sıkıntılı. fiziksel olarak kendisinden iyi oyuncular hava toplarında ismail karşısında zorlanmıyorlar. kademe konusunda da fena durumda. gökhan gönül'ü bu konuda hatmetmesi bize dört dörtlük bir sol bek kazandıracaktır.

ERMAN KILIÇ: sivasspor'un ibb'den transferi. seri bir oyuncu. belediye'deyken izlemekten zevk alırdım, sivastada aynı. takım olarak kötü olmaları verimini azaltmış olasada tecrübeli oyuncu topu ayağına aldığı zaman hala güven vermeye devam ediyor.

MICHAEL FINK: kara kartal'ın bu sezonki en iyi transferlerinden. aşırı mücadeleci ama bir o kadarda karttan uzak futbolu orta sahada beşiktaş'ı rahatlatıyor. vatandaşı ernst ile birlikte orta sahanın yükünü rahatça çekebilirler. hücumda da zaman zaman ileri çıkıp iyi işler yapıyor.

MUSTAFA SARP: bambaşka bir adam. bursaspor'da beğenirdim ama galatasaray'da tutunamayacağına inanıyordum. çok geliştirdi kendisini. ani ataklarda rakibi o kadar iyi oyalayabiliyor ki cimbom o oyalamanın sayesinde savunmaya yerleşiyor. hücuma çıktığında da başarılı. topsuz alanını beğendiğim oyunculardan bir tanesi. rijkaard'ın gözdesi.

KEITA: her ne kadar üçlü hücum hattında gibi gözüksede bazen aşırı şekilde sağ kanada yaslanıyor ve oradan orta açmaya çalışıyor. ben şu zamana kadar başarılı bir ortasını pek görmedim. oysa ki oyunu dikine oynasa veya kanattan orta açmak yerine kanattan içeri dalsa harika olacak. zaten bu kadroda olmasının sebebide bu iki özelliği. keita, ya orta açmayı öğren ya da hiç bulaşma o işlere.

ELANO: şu an bu kadrodaki yerini adıyla aldı. yani daha ısınamadığı için çokta numarasını göremedik. uzaktan golü ve verdiği şık pasları diyorsanız eğer, o yetmez. elano çok daha fazlasını vermesi için alındı. tutupta bir şey söylemek manasız. eleman yeni geldi ve ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu biliyoruz.

NİHAT: geçen sezonu sakatlıklarla geçirdi ve üstünede sezon öncesi kampını kaçırdı. takımada alışamadı henüz. yani hazır değil. elano misali ismiyle burada. geçen sezonki emre gibi inişli ve az çıkışlı bir nihat izleyebiliriz. sabredilmesi gereken bir oyuncu fakat beşiktaş tribünleri erken patlayacak gibi duruyor.

serdar kulbilge: bursapsor ve fenerbahçe'de yıldızı parlayan a milli takıma kadar yükselen serdar, bu sezon gençlerbirliği formasını terletiyor. fiziğiyle kalede sağlam bir görüntü çizen ve tepkeleriyle(refleks) harika kurtarışlara imza atan serdar, takımının en büyük kozlarından.

mehmet topuz: olayların adamı oldu çıktı ama yedek kulübesinden henüz çıkamadı. hırsını güzel futboluyla birleştirerek buralara geldi ama umarızki son olmaz. daum engeline takıldığı vakit geçemeyeceğinin bilincinde olmalı ve formayı bir an önce kapmalı. oynarsa carlos'un açtığı serbest vuruş perdesini sezon sonuna kadar kapatmaz gibime geliyor.

tabata: kara kartal'ın son dakika transferi. delgado'nun yerine alındı ve bence ondan daha hareketli. onun için alex'i örnek vermek yeter. çok katılmasamda alex'in koşan hali diyebiliriz.(alex'te koşuyor yani ondan diyorum) şampiyonlar ligi'nde neler yapacak merak ediyorum.

bilica: aslında buraya bekir'i koyardım ama yedek bekleyecek biri varsa oda bilica'dır. tam bir kapalı kutu. sivasspor dışında başka bir takımda bu kadar göze batmamış. ayrıca luciano'nun ileri çıkıp golü kovalamasına bayılan sarı lacivertli taraftarlar bilica ile o eski günleri yad ediyorlar. bence luciano'dan daha fazla ve daha sağlıksız(rakibi bırakıp çıkıyor bazen) atılıyor hücuma. yabancı kontenjanına takılması onun açısından şanssızlık olsa gerek.

engin baytar: trabzon'a gelmeden önce aldığı cezalarla gündeme gelen engin, şu ana kadar karedeniz ekibinde her hangi bir sorun çıkarmadı. toulouse maçında song'a attırdığı golde hünerlerini bizimle paylaşan yetenekli oyuncu bazı pozisyonlarda biraz daha pası düşünse trabzon daha çok gol atacaktır.

dos santos: teknik + hız + son vuruş, bir orta saha oyuncusuna göre iyi seviyede fakat fiziksel mücadeleden kaçınması veya girdiği mücadeleleri genellikle kaybetmesi onu yedek kulübesine itti. takıma ve türk futboluna alıştıkça daha iyi işler çıkaracaktır ki şu zamana kadar yaptıklarıda gayet iyi. topsuz alanı ve 'toplu alanı' iyi kullanan ve gole yakın olan bir isim. eleman brezilya millisi daha ne.

vassell: hikmet karaman'ın yurt dışı bağlantılarınında payıyla öyle yada böyle ankaragücü'ne transfer olan ingiliz oyuncu sahada son vuruşlarda gösterdiği soğuk kanlılıkla beni oldukça şaşırtıyor. belki premier league için vasat bir oyuncu ama süper lig ve heleki ankaragücü için iyi bir oyuncu.


FRANK RIJKAARD: farklı bir hoca. kimseye çatmayan demeçleri, oyuncularla olan iletişimi ve futbol anlayışı gerçekten farklı. ben daha önce yardımcısıyla bu derece içli dışlı maç yöneten bir adam görmedim. teknik heyette bilimsel bir tasarı hazırlıyormuş edası var. yani her şeyi hesaba katıyorlar. kimseyi küstürmeden işlerini yürüttüler geçtiğimiz 2 ay boyunca. sevdim bu adamları.



arda diyorki:

anneni düşün.
babanı düşün.

birlikte büyüdüğün mahalle arkadaşlarını düşün.
seninle gurur duyan tüm yakınları düşün.
vatanını özleyen tüm uzakları düşün.
maç saati, gördüğü ilk kahvenin önünde kontağı kapatacak taksiciyi düşün.

milli takımı ilk kez çıplak gözle görecek Kayserili çocuğu düşün.
kupayı düşün.
rakibi düşün.

verkacı, ortayı, ara pası, çalımı düşün.


ve sonra kimsenin aklına gelmeyeni düşün.



milli takımımızın estonya maçı ilk 11'i:
volkan
gökhan-----servet-----gökhan zan-----hakan balta
kazım-----emre-----hamit-----arda
tuncay-----sercan



sağlam bir kadro çıkarmış fatih hoca, oyunu dikine oynayabilen bir orta saha ve hücum hattı ile hücuma destek sağlayabilecek bek oyuncularıyla gole oldukça sık yaklaşırız. iki üç tanede yollarız filelere. ilk maç gibi olacağını zannetmiyorum. bıçak kemiğe dayanınca iyi işler çıkarmasını biliyoruz. son söz sabri'nin gözlerinde:

4 Eylül 2009 Cuma

valencia!!!


sevilla maçında zeminin aşırı kötü oluşu dışında valencia'nın formasıda dikkatimi çekmişti. biraz geç oldu, maç geçen haftaydı ama malum ortalarda yoktum. neyse valencia'nın 90. kuruluş yılı kapsamında yapılmış bu forma. beşiktaş'ın 100. yıl forması misali isimler yazıyor ama tüm formayı kuşatacak şekilde değil. zaten o formadada isimler tekrar ediyordu. bu arada inşaatı süren yeni mestella'nın tasarım resminide paylaşıyorum.

ADANADEMİRSPOR - LIVORNO





NEREDEYSE BÜTÜN YAZ BEKLEDİĞİMİZ MAÇ BU AKŞAM SAAT 21.00'DE ADANA 5 OCAK STADYUMU'NDA OYNANACAK.
ENDÜSTİRİYEL FUTBOLA KARŞI, KÖKLERİ İŞÇİLERE UZANAN İKİ KULÜP...